GTAMulti.com - Türkiye'nin Türkçe GTA Sitesi
19 Nisan 2025, 02:50:55

Atatürk Köşesi

TREND Bu konu GTAMulti Trend tablosunda #1. sırada!

Başlatan Deuclion, 04 Ağustos 2019, 13:03:44

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

xeta


Uzzy


NikolaiS


Bu mekanda içilen her kadeh senin şerefine kalkar!


Deuclion


Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı tutsak, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti. Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti. Yüz, kendisine yabancı gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı.
-- Binbaşı mısınız?
-- Hayır.
-- Albay mı?
-- Hayır.
-- Korgeneral mi?
-- Hayır.
-- Peki nesiniz?
-- Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
-- Bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!..


xeta


xeta

Bir akşam sofrasının hararetli bir döneminde Mustafa Kemal, kişisel özgürlüğünün birçok bölümlerinden yoksun bırakılması acısını hüzün dolu sözlerle şöyle anlattı:

--Şimdi siz buradan ayrılır, istediğiniz yerde gezer dolaşırsınız. Benim gözümde bunun ne büyük mutluluk olduğunu bilemezsiniz. Halime bakın, sahip olduğunuz bu özgürlükten yoksunum, cumhurbaşkanıyım ama köşeye atılmış ve özgürlüğü sınırlı bir insanım. Bütün eğlencem, akşamları soframa topladığım arkadaşlara ayrılmıştır. Haydi şimdi buradan ayrılıp bol bol dolaşın, istediğiniz yerlere girip çıkın, arzu ettiğiniz gibi eğlenin. Ben de bunun hayaliyle avunurum." dedi.

O akşam hepimiz masadan erken ayrıldık.


xeta


sweezy



Dönemin En İyi Diş Hekimini Nazi Kampından Çıkararak Türkiye'ye Getiren Lider: Atatürk

Almanya'da Naziler iktidara geliyor. Yahudileri, sosyal demokratları, sosyalistleri, komünistleri ve homoseksüelleri üniversiteden atıyorlar.
Birdenbire çok kaliteli bir grup, işsiz kalıyor Almanya'da. Bunun için Philip Schwartz önderliğinde İsviçre'de bir teşkilat kuruluyor ve işsiz kalan bu hocalar için dünyanın çeşitli yerlerinde iş aranmaya başlanıyor. Ardından Türkiye'nin böyle bir arayışta olduğu öğreniliyor ve Atatürk'e müracaat ediyorlar. Atatürk, "Alanında en iyi olanları istiyorum" diyor ve Prof. Schwartz bir süre sonra bir liste ile tekrar Mustafa Kemal'in yanına geliyor.
Burada diş hekimliğiyle ilgili enteresan bir olay yaşanır. Atatürk'e takdim edilen listede büyük diş hekimi Alfred Kantorowicz'in üstü çizilmiş. Atatürk sebebini soruyor. Schwartz, "Efendim, bu arkadaşımız diş hekimliği alanının en iyisidir, fakat ne yazık ki kendisi bir sosyal demokrattır. Şu anda da Lichtenburg Konsantrasyon Kampındadır, bunu getirtemeyiz. Reich Hükumeti bu arkadaşı bize teslim etmez. Bu sebeple listenin ikinci sırasında olan arkadaşı size öneriyorum" diyor.
Bunun üzerine Atatürk, "Sen onu bana bırak" anlamında bir şey söylüyor ve hemen Almanya'ya bir mektup yazılıyor. Profesör Kantorowicz isteniyor. Bu mektuba iki ay cevap gelmiyor. Schwartz zavallı, ellindeki listeyle tekrar geliyor. "Ekselans" diyor, "Zat-ı alinize arz ettim, vermezler bu adamı. Arzu ederseniz listenin ikinci sırasındaki arkadaşla irtibata geçelim." "Hayır" diyor Atatürk, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ı çağırıyor. "Hemen Reich Hükumetine bir nota çek" diyor. "İki ay mektubumuza cevap verilmemesi Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti'ne kasıtlı bir hakaret midir?" 48 saat sonra Profesör Kantoroviç serbest bırakılıyor ve İstanbul'a geliyor. Kantorowicz, Türkiye'de diş hekimliğinin kurucusu oluyor.
Kantorowicz Türkiye'de diş hekimliği kürsüsünü kurduktan sonra İran Şahı'nın bir diş sorunu olur, protez yapılması lazımdır ama İran'da yaptıramıyor. Bizimkiler bir şekilde öğreniyorlar bu durumu. Atatürk, "Majeste, dünyanın en iyi diş hekimi bizim memleketimizde, arzu ederseniz sizi misafir etmekten memnuniyet duyacağız" der ve Şah'ı Türkiye'ye davet eder. Şah, Türkiye'ye resmi bir ziyaretle Atatürk'ün misafiri olur ve Şah için Dolmabahçe Sarayı'nda özel bir diş muayenehanesi kurulur. Kantorowicz Şah'ın dişlerine bakar ve ona bir protez yapar. Şah çok memnundur. Atatürk böylece komşusuna da mesaj vermiş olur: "Aradığın şeylerin iyisi bendedir."




xeta

Salih Bozok anlatıyor:

İngilizler Çanakkale'de Anafartalar Grubu'nu mağlup edip de cepheyi sökemeyince, yeni bir harekete giriştiler ve bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı. Halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altına tutuluyordu. Her an gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor, ölüm saçıyordu. Bir insanın değil, bir kurdun bile geçmesine imkan görülmüyordu. Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan Türk subay ve askeri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı. Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. Mustafa Kemal bu hali görünce siperlere koştu,askerin arasına karıştı ve sordu:

''Niçin geçmiyorsunuz ? '' İçlerinden biri cevap verdi:

''Düşman ölüm saçıyor, geçilmez !'' Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden:

''Oradan böyle geçilir!'' dedi ve ileri fırladı.Mehmetçik artık durur mu ? O da kumandanının arkasından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar, tepeyi tuttular.


xeta


Deuclion

Düşmanı Denize Dökmek!
Mustafa Kemal o gece, yakınlarından birkaç kişiyle Ankara dışında bir yerde yemek yemişti. Ayrılırken ellerini omuzlarına atarak: "Saldırıya başlamak için şimdi doğru cepheye gidiyorum." demiştir. İçlerinden biri şaşkınlıkla "Paşam ya başaramazsanız?"diye sormuştur. Bunun üzerine Mustafa Kemal "Ne demek istiyorsun? Saldırının başlangıcından on dört gün sonra Yunanlıları denize dökmüş olacağım." demiştir.


sweezy


Sakarya Meydan Muharebesi

İsmet İnönü tarafından yönetilen Eskişehir ve Kütahya muhabereleri kaybedilir. Bunun üzerine Atatürk'e haber verilir. Atatürk cepheye gider. Karargahta İsmet Paşa'nın morali yıkılmış bir haldedir. Atatürk'ü karşısında görünce "Her şey bitti" der. Atatürk gülümseyerek bakar ve "Deja kazandın!" der. "Deja" Fransızca "şimdiden" demektir. Atatürk, İnönü'ye "Şimdiden kazandın" der. İnönü ise şaşırarak bakar. Harp kaybedilmiştir sonuçta. Atatürk "hemen haritaları açın" talimatı verir. Sonrasında Atatürk, İnönü'ye "İsmet, Orduyu Sakarya'nın gerisine çekin" der. Bu ise orduyu 100 km geriye çekmek demektir. İnönü ise şaşırarak sorar:

"Aradaki halkı kime bırakacağız?"

Atatürk bunun üstüne "Peki İsmet n'apalım?" diye sorar ve ekler "Bak İsmet, kafanı kullan. Ben 100 km kendi vatanımın içine çekiliyorum. Yunanlılar 100 km peşimizden gelecek..."

"Nereye gelecekler peki? Halkımızın içinden geçip gelecekler, halkın morali bozulacak, ikmal yolları uzayacak."

"Bırak gelsinler İsmet, ben onları vatanın harib-i İsmet'inde boğacağım!"
(Onları vatanın bağrında boğacağım!)


Türk birlikleri geri çekilmiştir. Düşman bunun üzerine Sakarya'ya kadar ilerler. Sakarya Meydan Muharebesi başlamıştır. Cepheden haberler gelmeye başlar. Çaltepe düşerse harbin kaybedileceğine inanan Türk komutanlar Çaltepe de düşünce iyice umutsuzluğa kapılırlar. Atatürk hemen bir karar çıkartır. Bu karara göre her birlik müdafaasını tekrar kurabildiği yere kadar geri çekilecek ve orada müdafaaya devam edecektir. (Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır. O satıh ise bütün vatandır) Yunanlılara cephelerin yarıldığına dair haberler gitmektedir. Türkler'in geri çekileceğini düşünen Yunanlılar 22 gün boyunca dönüşümlü olarak müdafaaya devam eden Türk Ordusunun geriye çekilmediğini gördükçe iyice şaşkınlığa uğrar ve Yunanlılar hava koşulları gereği birliklerini geriye doğru kaydırır. Atatürk kaburgaları kırık bir şekilde yatarken bir binbaşı son istihbarat raporlarını getirir. Raporu yorumlayan binbaşı "Yunanlılar birlik getiriyorlar. Savaşı kaybediyoruz." der.
Atatürk raporu binbaşıya bir daha okutur ve yattığı yerden binbaşıya seslenir. "İsmet Paşa orada uyuyor. Uyandır ve zaferini tebrik et." der...
İnönü ve Fevzi Paşa bu rapor karşısında umutsuzluğa kapılmıştır. Lakin Atatürk "Bir yanlış anlaşılma var." der "Yunanlılar birlik getirmiyor, birlik kaydırıyor. Geri çekiliyorlar..."
Bunu söyleyebilmek içinse tüm cephenin birlik birlik biliniyor olması lazım. Her Yunan birliği nerede mevzilenmiş, ezberde olması gerekmektedir. Raporu yazan binbaşı bile bunu yorumlayamaz. Binbaşı okudukça Atatürk'ün kafasındaki harita değişir ve geri çekildiklerini anlar.
Bunun üzerine Atatürk herkesi şaşkınlığa uğratacak ve savaşın seyrini değiştirecek o cümleyi kurar. "İsmet, yarın taarruza kalkıyoruz."
İsmet İnönü ise sorar "Neyle saldıracağız? Subayların 3'te 2'si şehit, askerin %46'sı kaçtı. Neyle saldıracağız?
Atatürk ise sakinliğini koruyarak son sözünü söyler. "İsmet savaş burada kazanılır (kafasını göstererek), Yunanlılar burada kaybetti. Yarın vuruyoruz." der ve savaş kazanılır...
Son düzenlenme: 10 Ağustos 2019, 00:30:24 sweezy

xeta


Kral Edward İstanbul'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı'na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır.

O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve:

''Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.'' diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.
Son düzenlenme: 10 Ağustos 2019, 08:43:46 xeta

xeta


xeta


Mustafa Kemal İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü. O'nu görmek için sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile selamlar vererek, ilerledi. O sırada ansızın bir olayla karşılaştı.
Millî Mücadele'deki çete giysili bir kadın, Atatürk'ün yolunu keserek ayağına kapandı. Gözyaşlarıyla şöyle haykırıyordu:
--"Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!"
Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak için eğilirken kulağına bu kadının Kurtuluş Savaşında cephelerde çarpışmış olan (Adile Çavuş) olduğunu fısıldadılar.
Gözlerinden iki damla yaş düşen Mustafa Kemal, bu güneşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şöyle seslendi:
--"Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."
Son düzenlenme: 16 Ağustos 2019, 11:35:22 xeta