GTAMulti.com - Türkiye'nin Türkçe GTA Sitesi

GTA San Andreas Introduction - Kelime Kelime Anlatım

Başlatan lazlow, 14 Eylül 2019, 19:34:51

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

lazlow


Introduction bölümü, Rockstar Games'in oyun çıktıktan sonra çıkardığı, oyunun hikayesinin öncesini anlatan yirmi dakikalık bir videodur.

Rockstar Games, çıkardığı oyunların öncesini anlatan oyunlar yapmayı sever. Gta 3 için Liberty City Stories, Vice City için Vice City Stories çıkardı. Gta San Andreas için ise ayrıca bir stories oyunu çıkarmadı. Onun yerine "The Introduction" adını verdiği bölümü yayınladı. Bu bölümün herkesin bildiğini varsayıyorum. Zaten video çıkalı yıllar oldu. Üzerine zamanında GtaTurk ekibi, bu videoyu Türkçeye çevirdi. Ben de hem bu videoyu burada yayınlıyorum, hem de videoyu kelime kelime görsellerle destekleyerek burada açıklıyorum.



Los Santos

Bir polis helikopteri devriye gezerken Tenpenny ile Pulaski konuşarak yürümektedirler.


Frank Tenpenny: Bu şişko p*çin yolumuza çıkacağını biliyordum.

Eddie Pulaski: Evet. Sunduğumuz seçenekleri anladığında hep böyledir. Söylesene Frank, şu Hernandez'in bize katılması hakkında ne halt yiyeceğiz?

Frank Tenpenny: Son kez tam olarak yine aynı şeyi yapacağız. Ya yolumuzda oynayacak ya da o koca kıçıyla ilgili bir sorun yaşayacak. Bak, bu konu hakkında endişelenmiyorum Pulaski. Pendelbury daha büyük bir endişe uyandırıyor. Eğer bizi hala tehdit etmeye devam ederse, işte o zaman çok ilginç şeyler olacak.

Polis arabasına binerler.

Eddie Pulaski: Evet. Hey Frank, bir sigara verir misin?

Arabayla giderlerken önünden geçtiği ara sokakta aralarında Bogman ile Dope'ın da bulunduğu üç Balla üyesi aralarında ot çekerek sohbet ederek sohbet etmektedirler.



Balla1: Hey. Bir fırt da ben çekeyim dostum.

Bogman: Tabii ki dostum.

Balla1: (Bir fırt çeker) Adamım, bu ne boktan bir ot böyle? Gerçek bir otun yok mu?

Bogman: Bu ot değil dostum. Bunun adı hydro.

Balla1: Her neyse adamım.

Bogman: Dostum, bu konuda emin misin?

Balla1: Sana söylüyorum moruk... Grove Sokağı artık bok yolunda. İşleri bitti.

Bogman: Fakat onların OG'lerinden biriyle bağlantı içindeyiz adamım. Eminsen harika, yoksa bu bir çeşit tuzak mı?

Balla1: Sakin ol adamım. Eğer biri bunu yapmaya kalkışırsa... (Silah çıkarır) Onları havaya uçururuz.

Bogman: Aynen.

Balla1: Adamım, Grove Sokağı artık gerçek bir çete bile değil. Onların adamları bile artık biliyor bunu. İşler değişiyor. (uy****rucu çıkarır) Bu bok var ya, herkesi değiştirir adamım. OG'ler bile bundan bir dilim istiyor... ve sadık müşteriler de.

Bogman: Sanırım haklısın. Bu bok her şeyi değiştirir, değil mi?

Balla1: Tabii ki. Hadi gidelim dostum.


Ryder'ın Evi. Ryder ot içerek ütü yaparken Big Smoke ona planlarını anlatmaktadır.



Ryder: Gördüğüm kadarıyla, kaderimden sorumlu olmam lazım dostum.

Big Smoke: Bu şekilde olacaksın dostum. Bu tamamen kaderle alakalı. Arkanda olduğumu biliyorsun, değil mi dostum?

Ryder: Güzel. Nasıl görünüyor aptal? (Ütülediği pantolonu kasteder)

Big Smoke: Evet, evet, güzel. Gördüğüm kadarıyla, artık başka seçeneğimiz yok. Kendini kötü hissetmeni gerektirecek bir şey yok. Kardeşinin kafasına silahı dayıyorsun ve kardeşin ne dediyse onu yapacak. Aptal veya zeki biri olup olmadığı önemli değil. Beyninin içinde bir kurşun istemiyorsun... ama bu işi yapabilirsen ve işin içinde biraz da para elde edersen işte o zaman harika olur!

Ryder: Beni durdurmak için kafama bir kuruşundan daha fazla kurşun sıkmak gerekecek.

Big Smoke: Bundan şüphem yok dostum. (Tokalaşırlar)



San Fierro

Kargo konteynerlarının arasında T-Bone bir adamı döverken Mike Toreno gelir.


T-Bone: Hemen şimdi bana söyleyeceksin dostum. Öğrenmek istediğim şeyi bana söylersen senin için iyi olacak.

Mike Toreno: Hey, Mendez! Hadi, yeter bu kadar.

T-Bone: Sanırım bu ahbap hainin teki dostum. Kokusunu alabiliyorum.

Mike Toreno: Bence başka bir şeyin kokusunu alıyoruz. Konuşmayacak.

T-Bone: Peki şimdi ne yapacağız dostum?

Mike Toreno: Sanırım Los Santos'ta kendimize yeni bir müşteri buldum.

T-Bone: Ne kadar peki dostum?

Mike Toreno: Henüz belli değil, fakat büyük konuşuyorlar. Ayda yüz kadar mal. Risk az. (Telefonu çalar) Alo. Evet...Evet. Evet, doğru okudun. Öyleyse üzgünüm, sana öyle görünüyor. Evet, evet. Bu alışılmadık bir şey, evet. Metodlarınız ne zaman sonuç verdi ki? Ne zaman? Hey, senin yüzünden ölmüş insanlar tanıyorum. Bu yüzden benimle oyun oynama, tamam mı? Burada hayati önem söz konusu. Geçmiş anlaşılacak. Birçok iş yaptım, artık bana güveniyorlar. Hayır, bu bokla oynayıp kirlenemezsin. Herkes biliyor bunu. Hatta sen bile. Tamam mı? Bak, şimdi gitmeliyim. Gitmeliyim. (Telefonu kapatır) Mendez! Dinle şimdi. Arayan müşteriydi. Üretimi artırmalıyız. Burada yeterince büyük düşünmeyeceğiz, tamam mı? Panama'daki bağlantılarım ihtiyacımız olan tüm malları getirebilir, hiç el değmemiş! Ama ilk önce satışı yola koymalısın. Öyleyse neden burada erkek arkadaşınla dans etmeyi bırakıp gidip işleri yoluna koymuyorsun? Anlaşıldı mı, ha?

T-Bone: Bu pisliği buradan götüreceğim. Bir cesede göre oldukça ağırsın adamım.


Los Santos

Sweet, Big Smoke ve iki Grove elemanı Grove Street'te zar oynamaktadırlar.


Sweet: Bebeklerin beze ihtiyacı var! (Zar atar, diğerleri üzülür) Kahretsin!

Big Smoke: Hey aptal, sokakları kaybediyoruz adamım.

Sweet: Hayır, biz sadece prensiplerimiz sayesinde ayaktayız dostum.

Big Smoke: Fakat prensiplerimiz bizi birer fahişe yapıyor adamım. Her geçen gün Ballalar güçleniyor. Sen ve ben ise güçsüzleşiyoruz. Sen ve ben fakiriz dostum!

Sweet: Adamım, bu son bulacak. Her zaman öyle olur.

OG Loc gelip oyunlarını bozar

OG Loc: Dostum, "Jeffrey" diye bir gangster repçi ismi kim duymuş ki?

Big Smoke: Jeffrey, dostum, oyunu mahvettin adamım! Çekil şuradan!

Sweet: Hey Jeffrey, defol buradan dostum!

OG Loc: "OG Loc" Bu artık bir gangster ismi adamım. Tıpkı "Sweet" veya "Big Smoke" gibi!

Big Smoke: Jeffrey sen gangster değilsin.

Sweet: Adamım, sen çete için hiçbir iş yapmıyorsun. Sen arkadaşımızsın, ama gangster değilsin.

OG Loc: Ben ciddiyim dostum, ciddiyim!

Sweet: Peki, güzel! Şimdi kaybol. Oyunumu mahvettin.

OG Loc: Ne var biliyor musunuz? Bir gün hepinize ne kadar da ciddi olduğumu kanıtlayacağım. Göreceksiniz beni!

Sweet: Jeffrey, üniversiteye git dostum. Kendin için bir şeyler yap. Ben ve bu şişko adam, kendi hayatlarımızı berbat ettik. Bu oyunu kaybettik biz dostum. Biz bu çevrenin ürünleriyiz. Aptal olma dostum. Bizi gururlandır. Farklı şeyler yap bebeğim.

OG Loc: Ama ben bir gangster repçiyim! Bu benim dostum!

Big Smoke: Bak dostum, ne istersen onu yap. Ama yeter ki buradan kaybol.

Sweet: Ah, adamım! Git başka yerde gangster ol bebek!

OG Loc: Unutun hepsini!

Big Smoke: Bu çocuk oyuncağı değil adamım. Bu bizim gibi adamların görüp görebileceği en büyük para kazanma fırsatı.

Sweet: İhtiyacım olan her şeye sahibim. Dostum, burada mahallemiz için var olduğumuzu sanıyordum, aileyi yok etmek için değil. Burası Grove Sokağı dostum!

Big Smoke: Aileleri bir arada tutan şeylerden bahsetmişken, son zamanlarda CJ'den bir haber var mı?

Sweet: Konuşmuyoruz. Kendi hayatını yaşıyor. Hak ettiğinden daha fazlasına sahip.

Big Smoke: Bir dakika, bir dakika, bir dakika... Brian öleli beş yıl oldu mu?

Sweet: Evet, onun ölmüş olması gerekirken CJ beş yıl geçirdi. Ben iki kardeşimi de kaybettim dostum. Biri öldürüldü, diğeriyse gerçek yüzünü gösterdi. Kahrolasıca pislik.

Big Smoke: Sen gerçek bir gangstersin dostum, ama kafayı buna fazla takmamalısın. Bak, CJ...

Sweet: CJ, Doğu Kıyısı'nda bir aptal gibi koşuşturup duruyor. Her şey uğruna cehennemde yanabilir, umrumda değil.



Liberty City

Red Light District. Carl Johnson (CJ) etrafta dolaşıp çalmak üzere bir araba arar. Ancak hangisine elini atsa kilitlidir.


CJ: Lanet olsun!

(Kırmızı ışıkta bir araba durur. CJ gizlice gelip şoförü arabadan indirir.)

Sürücü: Hey!

CJ: Çık arabadan! Çık! Hemen!

Arabayı alıp kaçar. St. Marks bölgesine yaklaşırken CJ, telefonuyla konuşur.

CJ: Hey Joey! Hey, naber adamım? Ben CJ. Evet, seni anlıyorum. Babamı hiç tanımadım, ama ağabeyim hayatımı perişan hale getirmek için elinden geleni yaptı.  Evet, peki. İşte aile bunun için var. Her neyse, istediğin şeyi aldım. Garaja bırakmamı ister misin? Hayır, hayır. Bu iş için caddelerden uzak tutmalıyım dostum. Bu yöntem tehlikeli. Tamam, güzel. Görüşürüz.

Salvatore Leone'nin St Marks'daki evi. Salvatore, evindeki ofisinde ona tekliflerini sunan Johnny Sindacco'yu dinlemektedir.



Salvatore: Johnny, demek benim paramdan beş milyon dolar istiyorsun?

Johnny: Servet yapmanıza yardımcı olmak istiyorum Bay Leone. Babam, örgütlerimizi birleştirmek istiyor.

Salvatore: Sindaccolar ile Leoneları mı? Bu imkansız. Bu, adamlarınızın kuzenimi öldürdüğünden beri imkansız. Hey, beni bilirsin. İş, iştir. Kişisel meseleler ise saçmalık. Ben sadece bu saçmalığı aşmak istiyorum. Şimdi nerede kalmıştık?

Johnny: Ah, bunu aşmaya mı çalışıyorsunuz?

Salvatore: Hayır, sadece aşmak istediğimi söylüyorum. Ve sen benden beş milyon dolar istiyorsun. Öyleyse anlamama izin ver. Şimdi senin kumarhanene gidiyorum, örgütünüz ve Forellilerle birlikte hissenin üçte birini alıyorum ve daha sonra da size yatırımlarımı yönetmenize izin mi veriyorum?

Johnny: Aynen!

Salvatore: Evet. Evet, annemi gerçekten düşünmüş olmalısın. Tanrı, lanet olasıca aptal babamın yerine annemin ruhunu kutsasın. Sen benim anneme moronlarla giden bir aptal mı demek istiyorsun?!

Salvatore'ın koruması hemen Johnny'e yaklaşır. Johnny ayağa kalkarak kendini açıklamaya çalışır.

Johnny: Hayır! Tabii ki hayır Bay Leone. Ben sadece bir teklif yapıyorum. Açıkçası, sizin niyetinizi yanlış anladım. Bakın, tüm alçak gönüllülüğümle özür dilerim. Beni bağışlayın.

Salvatore: Otur yerine yoksa boğazını bizzat ben keseceğim! (Johnny oturur)  Seni küçük aşağılık herif! Sonny Forelli'nin Florida'da işi bitirildiğinden beri, bu şehirde bir şeyleri yürüteceğinizi sanıyorsunuz. Bana saygı göstermiyorsun, ailemi aşağılıyorsun. Ya baban? Kıçımı silmeye bile layık değil. Anneni becermeden önce bir fili becerdim. Nasıl bir duygu?

Johnny: Bay Leone, sanırım sadece yanlış anladınız...

Salvatore: Hey, sen iyi bir çocuksun. Ben ise, sadece bunak bir aptalım. Ne biliyorum? Gerçekten hiçbir şey. Doğrusu, hiçten de az. Aslında size istediğiniz parayı verebilirim.

Johnny: Verebilir misiniz?

Salvatore: Hesap defterlerini bana vermeniz şartıyla...

Johnny: Bakın, işte bunu yapamayız Bay Leone.

Salvatore:O zaman ben de diyorum ki, senin annen aşağılık bir travestiydi! Bir fikrim var. Üçüncü bir kişiye ne dersin? Bağımsız bir adam. O sadece mekanı işletecek ve biz de beraber onu işleteceğiz.

Johnny: Bunu yapamayız Bay Leone. Orada zaten adamımız var.

Salvatore: Ondan kurtulun. Örgütümün bağını ne kadar istediğinizi bana gösterin.



Las Venturas

Fort Carson Sağlık Merkezi önü. Ken Rosenberg, binadan ayrılır ve kendi kendine konuşur.


Ken Rosenberg: uy****rucuya ihtiyacım yok. uy****rucuya ihtiyacım yok. uy****rucuya ihtiyacım yok! Kokain güçsüzler içindir. Kokain güçsüzler içindir! Ben güçlüyüm. Ben güçlüyüm! Kazananlar kazanır, kaybedenler ise kafayı yer ve fahişelerle takılır. Ben kendi kaderimi kendim yazabilirim! Bir işe ihtiyacım var. Barodan ihraç edildim. Ama her şey benim elimde. Başardım! Artık temizim! Ben yeni alınmış bir klozetten de temizim! uy****rucuya ihtiyacım yok! (Otostop çekmeye başlar) Bir araç kullanabilirdim. Ah, lanet olsun...

Los Santos

Donut dükkanın önü. Tenpenny polis arabasına yaslanmış, telefonda Pendelbury'yi tehdit ederken, Eddie Pulaski arabaya yaklaşır.


Frank Tenpenny: Beni dinle evlat. Umrumda değilsin. Prensiplerin de umurumda değil. Kim yoluma taş koyarsa, cehennemi boylar.  Ücretini ödedik. Paranı aldın. Bu burada senin hayatını yoluna koymaya çalışıyorum evlat. Ama sen bir işe yaramıyorsun. Beni hiçbir şekilde kullanamazsın evlat. Belki onun(Eddie'ye) yerine seni öldürmeliyim. Eddie, saldırı timini hazırla.

Eddie Pulaski: Sorun değil.

Frank Tenpenny:(Telefona döner) Duydun mu? Beni hissedebiliyor musun?Cesedinden elli metre uzaklığa ayrılmış kafanla birlikte uyanmak üzeresin evlat. Ne anlaştıysak onu yap. Oh, beni kandırabileceğini mi sanıyorsun? Öyle mi? Hiç sanmıyorum. Öyleyse yap şu işi! Bu hafta! (Telefonu kapatır)

Eddie Pulaski: Her şey yolunda mı ahbap?

Frank Tenpenny: Ahbap? Ben senin amirinim, bunu sakın unutma! Ama evet, her şey yolunda.

Eddie Pulaski: Yani bu işi yapacak mı?

Frank Tenpenny: Sana her şey yolunda demedim mi?

(Arabaya binerler)

Eddie Pulaski: Peki şimdi şu çocuğu almaya mı gideceğiz?

Frank Tenpenny: Evet. Hadi gidip şu küçük piçe işi öğretelim.


Sahne değişir. Garajdan çıkan yeşil bir Sabre yavaşça ilerler.




Las Venturas

Rosenberg, Las Venturas'ta bir ankesörlü telefonla konuşmaktadır.


Ken Rosenberg: Ah, evet. Tommy Vercetti lütfen. Ken Rosenberg'ün aradığını söyleyin. Ken Rosenberg. Beni daha önce hiç duymadın mı? Sen de kimsin? Ken Rosenberg! Rosenberg! Ah, öyle mi? Benim aradığımı söylediniz mi? Bak, o nankörü ben adam ettim! Ve şimdi telefonlarıma cevap vermiyor mu? Hemen onu telefona çağırın, hemen şimdi! bana ilettiğini gör! (Karşı taraf telefonu kapatır) Alo? Alo? Lanet olsun!

Salford, İngiltere

Ken Paul ile Maccer bir kayıt stüdyosundadır.


Paul: İmzayı attım! Artık Gurning Chimps'in gururlu ve yasal menajeriyim. Sen benimsin Maccer. Benimsin! Sözleşmen dışında seni satın almak bana elli bine mal oldu. Tıpkı bir yarış atı gibisin ya da harika bir fahişe gibi. Sağlam bir yatırım. Bu sefer olacak evlat, bu sefer!

Maccer: Harikasın oğlum! Önünde eğiliyorum! Sarılalım!

Paul: Gel buraya...

Maccer: Seni seviyorum evlat, seni seviyorum. Daha önce kendimi hiç böyle hissetmemiştim.

Paul: Harika, evlat. Birazcık duygusallıktan kimseye bir zarar gelmez. Ee... Harika. Evet, şimdi bırak da gideyim. Terliyorsun.

Maccer: (Paul'ü bırakır) Vay! Bu haplar harika. Buralardan gitmek için acele ediyorum!

Paul: Kaç tane aldın peki?

Maccer: On dokuz.

Paul: Ah, olamaz...

Maccer: Hadi, biraz daha ver! Birkaç hap daha var mı Pablo?

Paul: Hayır! (Sessizce) Elli bin kağıt kuzeyli bir mal için miydi...

Maccer: Amerika! Amerika! Sabırsızlanıyorum!


Liberty City

Red Light Disctrict. CJ bir sokakta yürürken. Bir adam onun yanından diğer yöne doğru yürür. CJ hızla geri döner, tabancasını çıkarır ve adamı duvara doğru iter.


CJ: Sökül paraları!

Adam: Tamam adamım, tamam! İşte burada, al. (Adam CJ'ye cüzdanını verir) Hadi dostum, yeter ki vurma beni.

(CJ silahının dipçiği ile adamın kafasına vurup kaçar)

CJ: Adi pislik!


San Andreas Çölü

İki Sindacco elemanı öldürülülen birini gömmek üzerek çukur kazmaktadırlar.


Eleman 1: Hey, karın nasıl?

Eleman 2: Çok müsrif bir kadın. Venturas'a taşındığımızdan beri tek bildiği şey harcamak, harcamak, harcamak. Tanrı aşkına, neyse ki kumarda şanslıyım.

Eleman 1: Evet, seni anlıyorum. Hey, bu adama için bana yardım et, olur mu?

Eleman 2: Evet. Diyorum ki, biz neden Mickey'i öldürdük ? O sadık bir adamdı.

Eleman 1: Bilmiyorum. Para meselesi işte.

Eleman 2: Ne, yoksa rüşvet mi alıyordu?

Eleman 1: Hayır, temizdi. Biraz fazla temizdi. İşte bu yüzden gitmek zorunda kaldı.

(Cesedi yerden alırlar)

Eleman 2: Ah, anladım...

Eleman 1: Evet, çok fazla para saçıyordu. Bu yüzden artık yeni bir adam bulmalıyız. Biliyor musun, Leoneların patronlarımıza biraz ödünç para verdiğini duydum.

Eleman 2: Leonelar mı?

Eleman 1: Evet

Eleman 2: Yürü git başımdan! Biz Leonelardan nefret ederiz.

Eleman 1: Biliyorum. Johnny'ye söylediğim de buydu. Ama paraya ihtiyaçları olduğunu söyledi.

(Cesedi tekmeleyerek çukura atarlar)

Eleman 2: İyi geceler pislik herif.

Eleman 1: Evet, Mickey'nin işi bitti. Artık yeni bir adam almalıyız, herkese zorbalık eden biri. Ve bir yaramazlığını gördüğümüzde de...

Eleman 2: Başka bir çukur kazarız.

Eleman 1: Kesinlikle. Hey, Doğu'da Bobby hakkındakileri duydun mu?

Eleman 2: Hayır, ne oldu?

Eleman 1: İ*ne olmuş. Buna inanabiliyor musun?

Eleman 2: Ah, Yüce Meryem Ana aşkına! Her şeyi görüyorum!

Eleman 1: Lanet olsun!


Liberty City

Salvatore Leone'nin St Marks'daki evi. Salvatore, evindeki ofisinde otururken Johnny Sindacco içeri girer.


Johnny: Evet, artık boş bir yerimiz var. Pazarlığımızın sonuna geldik.

Salvatore: Öyleyse sanırım anlaştık. Bir şeyler içmek ister misin?

Johnny: Hayır, hayır. Böyle iyiyim. Teşekkür ederim. Peki bizim için kumarhaneyi kim işletecek?

Salvatore: Hey, gerçek bir salağa ihtiyacımız olacak. Her zaman itip kakabileceğimiz bir adam. Bir avukat var, Florida'da Forelliler için çalışmıştı. Rehabilitasyondan mı ne, yeni çıkmış.

Johnny: Evet, bu işimize yarar.

Salvatore: Seni arayacağım.

Johnny: Harika.

Salvatore: Hey... (El sıkışırlar) Bu işi sakın mahvedeyim deme evlat.


Los Santos

Yeşil Sabre bir kez daha Willowfield'da bir ara sokaktan aşağıya doğru sürülür.[/size]


Los Santos Karakolu önü. Frank Tenpenny ve Eddie Pulaski, park edilmiş polis arabalarında beklerlerken Hernandez gelir.


Eddie Pulaski: Demek yeni çocuk sensin, ha?

Jimmy Hernandez: Evet, üç yıldan beri sokaklarda çalışıyorum ve Los Santos'ta sadece tek bir suç türünün olduğunu fark ettim: Çete suçu. C.R.A.S.H.'e katılma sebebim bu.

Eddie Pulaski: Arabaya bin evlat.

Jimmy Hernandez: Bir keresinde aile içi anlaşmazlık vakıasına çağrılmıştım. Genç bir çocuk vardı, tamam mı? Yirmi yaşından fazla bile olamaz. Karısını dövüyor. Dedim ki kendime, çok kolay, değil mi? Hiçbir erkek, bir kadına el kaldıramaz. Kadın bütün gününü uy****rucuyla harcıyor ve neredeyse çocuklarının açlıktan ölmesine göz yumacaklar. Peki ben ne yapmalıyım? Bu adamı içeri tıkmalıyım ve küçük çocuğu uy****rucu bağımlısı annesiyle bırakmalıyım ya da adamı serbest bırakıp karısını dövmesine göz yummalıyım. Yani diyorum ki orada olmak zor.

Frank Tenpenny: Aile içi şiddet mi?

Jimmy Hernandez: Evet. evet! Evet, evet. Ciddi bir şey adamım.

Frank Tenpenny: Evet kesinlikle. Pulaski, kenara çek.


Frank Tenpenny: Bak, ben uy****rucu satıcılarıyla, çete elemanlarıyla ve psikopatlarla uğraşıyorum. Hepsi de bir sürü para kaldırma peşinde. Eğer bunun kendilerine yardım edeceklerini düşünselerdi, hiçbiri beni, seni veya tüm ailemizi ölümle korkutamazdı. İşte bu aile içi anlaşmazlıktan biraz daha ciddi bir şey ahbap.

Jimmy Hernandez: Ben bir şey kastetmek istemedim. Ben sadece...

Frank Tenpenny: Senin de demek istediğinle gerçekten ilgilenmiyorum. Bak, uy****rucu bağımlısı bir kadını zor durumda bulduğunu anlattığında demin ne dedin? Eğer kafan bu kadar kolay karışabiliyorsa, ben sana nasıl güvenebileceğim?

Jimmy Hernandez: Bak, ben iyi bir polisim.

Frank Tenpenny: Bunun iyi bir polis olmakla alakası yok Pepe.

Eddie Pulaski: Bunun, lanet olasıca vahşi heriflerin işgal etmiş olduğu sokakların kontrolünü onların elinden almakla alakası var.

Jimmy Hernandez: Biliyorum!

Frank Tenpenny: Peki ne gerekiyorsa yapar mısın?

Jimmy Hernandez: Evet, ne gerekiyorsa!

Frank Tenpenny: Çünkü bu 7/24, 365 gün süregelen oranların bir oyunu. Biz sadece yok edebildiğimiz kadar kötü adamı yok etmeye çalışıyoruz.

Jimmy Hernandez: Evet, biliyorum.

Frank Tenpenny: Bu, bazı kötü adamların bir şeylerle göçüp gitmesine izin vermek anlamına gelir.

Eddie Pulaski: Ve bazen de yapmaktan gurur duymadığın şeyleri yapmak anlamına gelir. Çünkü büyük resmi anlayacak kadar güçlü ve zekisindir.

Jimmy Hernandez: Bak, biliyorum.

Frank Tenpenny: Bir bok bilmiyorsun. Defol şu arabadan ahbap.



Sahne değişir. Yeşil Sabre, üçüncü kez Ganton bölgesindeki caddeden Grove Sokağı'na doğru ilerlerken gösterilir.[/size]


Las Venturas

Caligula's Kumarhanesi ofisi. Ken Rosenber ofisinde bacaklarını uzatmış otururken Salvatore'un gelmesiyle yerinden doğrulur.


Salvatore Leone: Keyfin yerinde mi, ha?

Ken Rosenberg: Hayır... Burada sadece... şey... bilirsiniz. Sadece mekan hakkında fikir ediniyordum. ekanın atmosferine giriyordum.

Salvatore Leone: Demek öyle. Sen orada oturup keyif çatıyorsun, ben ise beş milyon doları Sindacco'lara yediriyorum. Ve sen bunun için kılını bile kıpırdatmıyorsun, ha?

Ken Rosenberg: Hayır, öyle değil! Johnny ile konuştum. Bana her şeyi anlattı.

Salvatore Leone: Ah, Johnny ile mi konuştun?

Ken Rosenberg: Evet, o geldi ve...

Salvatore Leone: Demek onunla konuştun, ha?

Ken Rosenberg: Evet!

Salvatore Leone: Peki onu bir de yaladın mı, seni küçük kurnaz herif? Sen benim adamımsın, onun değil. Bu işi burada ve hemen şimdi bitirmek için güzel bir fikrim var, seni hain, kalleş!

Ken Rosenberg: Lütfen bayım! Ben sadece bir iş olduğunu düşünmüştüm.

Salvatore Leone: Ah, iş için olduğunu mu düşünmüştün? Mike, kapat kapıyı!

(Mike kapıyı kapatır. Salvatore, Ken'in kafasına silah dayar)

Salvatore Leone: İş benim. Ben ve benim param. Ve paramı geri istiyorum, hem de hemen! Lanet olasıca Johnny Sindacco sana gereğinden fazla göz kırpıyorsa bile, bunu öğrenmek isterim. Paramı bulup bana derhal getirmenin bir yolunu bul. Anlaşıldı mı?

Ken Rosenberg: Evet! Evet, anlaşıldı! Anladım.

(Salvatore, silahı tekrar yerine koyar)

Salvatore Leone: O zaman rahatla. Keyfine bak. Buranın bir kumarhane olması gerekiyor, manastır değil. Tanrım. Tuvalette işimi görmek bile beni buradan daha çok eğlendirirdi. Hadi, git bana bir içki getir. Gülümse, salak!


Los Santos

Eddie Pulaski bir polis memurunu tekmelerken, Frank Tenpenny ve Memur Hernandez onları izler.


Eddie Pulaski: Şimdi kimi ispiyonlayacaksın bakalım?

Frank Tenpenny: Eddie! Sakin ol adamım.

Eddie Pulaski: Bu pislik hala nefes alıyor.

Frank Tenpenny: Güzel... Hernandez (Hernandez'e bir silah verir) ...bitir şunun işini.

Jimmy Hernandez: Hayır, lütfen. Bu işi bana yaptırmaya zorlamayın.

Frank Tenpenny: Ne dedin?

Jimmy Hernandez: Yapamam.

Frank Tenpenny: Hey, anlaştığımızı sanıyordum.

Jimmy Hernandez: O bir polis, seni manyak!

Eddie Pulaski: Artık değil.

Frank Tenpenny: Buraya kadar geldik. Bu, oranlarla alakalı.

Jimmy Hernandez: Biliyorum!

Frank Tenpenny: Peki kimin tarafındasın sen? Onun mu benim mi?

Jimmy Hernandez: Senin Frank, senin!

Frank Tenpenny: Öyleyse biraz erkek ol. Ya sen onu vurursun ya da ben seni vururum.

(Hernandez silahı yerde yatan polise doğrultur)

Eddie Pulaski: Çek tetiği!

(Polisi vurur)


Sahne değişir. Yeşil Sabre Grove Street'e girer. Arabadan ateş ederek Johnsonların evinin önünden geçer.



Sweet ile Kendl eve doğru koşarlar.

Sweet: Olamaz! Ah, kahretsin! Lanet olsun!

Kendl: Ah, anne! Anne! Olamaz! Olamaz! Olamaz!

Sweet: Anne!

Kendl içeri girip annelerine bakmak ister. Ancak Sweet onun içeri girmesini engeller ve sarılır.



Sweet, CJ'i arayıp annelerinin öldürüldüğünü anlatır.

Sweet: CJ. Ben ağabeyin.

CJ: Tamam. Ne istiyorsun?

Sweet: Sanırım artık yuvana dönsen iyi olacak. Annemiz... öldü kardeşim...

CJ Liberty City'de bir arabanın içindedir. Üzgün bir şekilde başını sallar.





İşte San Andreas'ın bir öncesini anlatan San Andreas Introduction'ın bölümü bu kadar. Kelime kelime anlattım. Oyunda CJ'in annesinin nasıl öldürüldüğünü, CJ'in Liberty City'deki hayatını, Ryder ile Big Smoke'ın ihaneti, Tenpenny'in CJ'i öldürmekle suçladığı polis memuru Pendelbury'in kim olduğunu bu bölüm sayesin de biraz da olsa öğreniyoruz. Şimdi San Andreas'ı oynamaya başlayabilirsiniz.

Tüm bunları okuyup bir de video halinde izlemek isterseniz ya da okumak sıkıcı geliyorsa diye bu videoyu da koydum.
İyi izlemeler.






(Resimler: GtaWikia)
(Video, sitemizin "GTAMulti" adlı youtube kanalına aittir. Video çevirisini yapan GTATurk'tür.)
Son düzenlenme: 02 Aralık 2021, 15:28:20 lazlow

DracDonix

Güzel bir yazılı anlatım :) Ellerine sağlık

İmzanız forum kurallarına uymamaktadır. (daha küçük boyutta bir imza seçiniz.)

lazlow


gerads


Uzzy

Emek var teşekkürler konu için.


lazlow

Bazı düzenlemelerle konu güncellenmiştir!



lazlow

Alıntı yapılan: Gaviria - 25 Şubat 2020, 15:01:00
Alıntı yapılan: Uzzy - 25 Eylül 2019, 11:24:19
Emek var teşekkürler konu için.
Kendi fikrini belirtmek yerine neden başkasının fikrini alıntıladın ki şimdi


Gaviria

Alıntı yapılan: lazlow - 25 Şubat 2020, 15:06:50
Alıntı yapılan: Gaviria - 25 Şubat 2020, 15:01:00
Alıntı yapılan: Uzzy - 25 Eylül 2019, 11:24:19
Emek var teşekkürler konu için.
Kendi fikrini belirtmek yerine neden başkasının fikrini alıntıladın ki şimdi
Benim fikrimde böyle emek var.


Specter

Harika bir anlatım, teşekkürler homie.


Saygılarımla Specter...

xT_9000


https://www.twitch.tv/xt_9000

Map Hakkında Yardımcı olacak videolar için:
https://www.youtube.com/musabcayli

lazlow

Alıntı yapılan: Specter - 25 Şubat 2020, 21:24:28
Harika bir anlatım, teşekkürler homie.
Teşekkürler :)

Alıntı yapılan: xT_9000 - 25 Şubat 2020, 22:45:25
İnanılmaz bir intro yav
Evet öyle, her oyuna sıfırdan başlayacağım zaman bir kere izlerim.


rth.RuLinG


Bilinmeyen Bey

Introduction oyunu en iyi anlatan video galiba. Anlatım ve Türkçe Altyazılı yazım için çok sağol. :helal: :elsalla:


Impeccable

Paylaşım için teşekkürler, introduction bölümü yerine oyun geliştirselerdi çok güzel olurdu aslında. Tıpkı Vice City Stories ve Liberty City Stories gibi.