GTAMulti.com - Türkiye'nin Türkçe GTA Sitesi

En Kolay Ders [Anket]

Başlatan Dr.Dodo, 10 Eylül 2017, 23:16:56

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Dr.Dodo

Merhaba arkadaşlar.Görüşlerinizi almak istedim.Bence Matematik.Diğer dersleri yazmadım,çünkü boş beleş dersler.


Santos


Levi

Alıntı yapılan: DoğancanG. - 10 Eylül 2017, 23:16:56

Merhaba arkadaşlar.Görüşlerinizi almak istedim.Bence Matematik.Diğer dersleri yazmadım,çünkü boş beleş dersler.



Hiç bir ders boş beleş bir ders değildir. Senin o boş beleş dediğin dersleri anlatıp para kazanan insanlar var. Bir şey yazarken iki kere düşünün lütfen.

Soruna gelecek olursak benim için en zor ders Türk Dili ve Edebiyatı dersi. Bir de oraya yazdığın dersleri görmeyen insanlar da var.
Son düzenlenme: 17 Eylül 2017, 15:25:09 Levi
"I'm the best damn thing that your eyes have ever seen."

pag

Biyoloji,tamamen ezber dersi.


Gewf


_Code





SA:MP Turkiye CnR IP: server.sampturkiyecnr.com:7777

Aytuğ


Xobho

Eğer müfredat üzerine konuşuyor isek ; matematiktir.Çünkü şuanki müfredata göre dersler sadece ezberden ibarettir.Matematiğin öğrencilere zor gelmesinin sebebi yan gelip yatmalaya alışmalarından dolayıdır.Her gün yapılan tekrar ve formüllerin gerekli soruya yapıştırılmasıyla aslında ne kadar çerez bir ders olduğunu anlayacaklardır.Gerekli olan verileri yazıp , formulü de eklediğimiz zaman aslında sonucun bize el salladığını farkedeceklerdir.Günümüz eğitim sistemi berbattır.Bu noktada genel eğitim anlayışımızla ilgili de göz önüne almamız gereken önemli konular var.Özetle söylemek gerekirse özellikle ortaokul,lise ve üniversite dönemleri,beynin en hızlı değişim geçirdiği dönemlerdir.Bu dönemlerde genellikle sıkıcı derslerden sıkıcı kurallardan ve anlamsız süreçlerden ibaret gibi görünün bir eğitim süreci,gençlerin dinamik zihinsel yapılarıyla hiçbir şekilde uyumlu değildir.Bu açıdan bakıldığında, genç öğrencilerin çoğunluğunun okulla bir şekilde sorunlu bir ilişkiye sahip olması anlaşılmaz bir muamma olmaktan çıkar.Yaratıcılığın, insan ilişkilerindeki maharetlerin, kişiye özel becerilerin gün yüzüne çıkması gereken yaş dönemlerinin büyük kısmını kalıp bir müfredat içinde geçirmek zorunda kalan bireylerin huzursuzluğu gayet tabii ve normaldir.Normal olmayan;beyin hakkında bu kadar bilgimize rağmen,halen çağlar öncesindne kalmış "Sanayi Devrimi" sürecinin ürünü olan standart eğitim modeli kalıbından bir türlü vazgeçemiyor olmamızdır.Eğitim meselesi tüm zamanların en ateşli tartışma konusudur.Beyin üzerinde hızla artan bilgilerimizi dikkate alarak tasarlayacağımız bir yeni eğitim modelinin neleri içermesi gerektğine dair düşüncelerimi,konuyla ilgili farklı bir açılım olur umuduyla ilgilenenlere sunmayı isterim:


  • Eğitimdeki en önemli sorun, insanların yaşlara göre gruplara ayrılmasıdır.Günümüzde, herkesin beyin gelişiminin farklı seyir izlediğini ve yaşın asla belirleyici olmadığını kesin olarak biliyoruz.Öğrencileri "gruplandırmak" için başka kıstaslar aramalıyız.


  • Eğitim bireysel bir iştir; öğrencileri standart testlere tabi tutmak, insana koyun muamelesi yapmakla eşdeğerdir.Beynin ince yapısı açısından dünyada yegane olan insanlara özellikle de genç yaşlarında böyle bir şartlanmayı kazandırmak, eğitimin en affedilmez hatasıdır.


  • Beynimiz duygusal olarak bağlantı kurmadığı hiçbir şeyi kayıt altına almaz.Öğrenmemizin ve dünyayla iletişim kurmamızın temelinde duygular yatar.Bu gerçekten hareketle , müfredatı bir bilgisayar diskine bilgi yükleme prosedürü olmaktan çıkartıp gençlerde sevgi ve ilgi oluşturabilecek yöntemler üzerinde kafa yormalıyız.Bu görev, yönetimlerin sağlayacağı serbestlik alanı içinde eğitmenlere ve öğretmenlere düşmektedir.


  • Eğitimin büyük çoğunluğu, teknik bilgilerin öğretilmesinden oluşuyor.Harekete ve yaratıcılığa dair bütün uğraşlar ise yan ders , boş zaman değerlendirme yahut not yükseltme gibi amaçlarla kullanılıyor.Özellikle ilk ve orta öğretim döneminde, öğrencilerin beden hareketi , sanat ve yaratıcılık güdülerini tatmin ederek kendilerini ve dünyayı daha yakından tanımaları için müzik,resim, el sanatları, tasarım, drama, dans, tiyatro, spor gibi derslerin(konuların) müfredatta en öne çekilmesi, ciddi olarak düşünülmesi gereken bir alternatiftir.Bunlar, dünyadaki varlık amacımıza doğrudan hitap eden belki de en önemli konulardır.


  • Teknik konuların eğitimlerin ezberden çok , gerçek hayatla ilişkiler üzerinde kurulması acil bir zorunluluktur.Ağaçların altında ve hayvanlarla iç içe işlenebilecek bir biyoloji dersi uygun bir arazi gezisi sırasında anlatılacak coğrafi bilgiler, uygulamalarıyla birlikle denenebilecek bir matematik, çok daha işe yarar bir netice verecektir.


  • Sanayi Devrimi dönemi için tasarlanan ve belli meslek kollarına kalifiye eleman yetiştirme mantığına dayalı eğitim, hiçbir zaman insanın zihinsel gelişimine uygun olarak tasarlanmamış ve insanın bilişsel zenginliğini dikkate alacak bir vizyona sahip olamamıştır.Günümüzde hem yaşam koşullarındaki değişiklikler hem bilgi alma yönetemlerindeki farklılıklar hem de değişen mesleki ve ekonomik koşullar itibariyle, var olan sistemlerin ve tüm türevlerinin kökten yenilenmesi artık kaçınılmazdır.


  • Herkes, internetin olduğu bir çağda eski tip ezber sisteminin başarısızlığa mahkum olduğunun açıkça bilincindedir.İnsan beyni ile dijital bilgiyi uyumlu hale getirecek ve bu büyük buluşmadan azami faydayı elde edebilecek bir sistem üzerinde düşünmekte çok geç kaldık.Bu konuyu acilen masaya yatırmak gerekiyor.

  • Eğitimci Ken Robinson'un sıklıkla ifade ettiği gibi, eğitimde dönüşüm değil, köklü bir devrim gerekiyor.Elimizdeki sistemin özü, hiçbir restorasyonla işimize yarar bir hale getirilmeyecektir kanaatini taşıyorum.Her şey yeni baştan düşünülebilir ve acilen düşünülmelidir.


  • İnsanı ve yaşamın özünü kavrayamayan insan, hangi uzmanlığa sahip olursa olsun, insanlaşma sürecinde ciddi eksiklikler taşır.Eğitimimizin özellikle erken evrelerini , yaşamın ve ölümün doğasına, ekosistemdeki yerimize ve insan olmamın özüne dair uygulamalı eğitimlerle donatmak, çok akıllıca bir seçenek olacaktır.

    2007 yılından bu yana , Çanakkale Küçükkuyu'da bulunan Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi'nde Buğday Derneği'yle birlikte gerçekleştirmekte olduğumuz Yaşam Okulu deneyimi , her yaştan insanın bu deneyime ne kadar aç ve açık olduğunu gösteren örneklerden birisi olarak karşımızda duruyor.(Detaylar için: www.camtepe.org)Bu ve benzeri modellerin hızla örgün eğitime yerleştirilmesi gerekiyor.


  • Olası yeni müfredat çalışmalarında mutlaka sinirbilimcilerden,psikologlardan ve özellikle de yüksek sınıf hayvanların davranışlarında uzman kişilerden görüş alınmalı ve bilimsel bilgi, insan odaklı olarak eğitimin yapılandırılmasına katılmalıdır.




_Code

Alıntı yapılan: Aytuğ - 27 Kasım 2017, 18:26:17

En kolay ders Boş ders :D

En güzel ders boş ders değil miydi?  :hm:

Alıntı yapılan: Xobho - 28 Kasım 2017, 15:42:14

Eğer müfredat üzerine konuşuyor isek ; matematiktir.Çünkü şuanki müfredata göre dersler sadece ezberden ibarettir.Matematiğin öğrencilere zor gelmesinin sebebi yan gelip yatmalaya alışmalarından dolayıdır.Her gün yapılan tekrar ve formüllerin gerekli soruya yapıştırılmasıyla aslında ne kadar çerez bir ders olduğunu anlayacaklardır.Gerekli olan verileri yazıp , formulü de eklediğimiz zaman aslında sonucun bize el salladığını farkedeceklerdir.Günümüz eğitim sistemi berbattır.Bu noktada genel eğitim anlayışımızla ilgili de göz önüne almamız gereken önemli konular var.Özetle söylemek gerekirse özellikle ortaokul,lise ve üniversite dönemleri,beynin en hızlı değişim geçirdiği dönemlerdir.Bu dönemlerde genellikle sıkıcı derslerden sıkıcı kurallardan ve anlamsız süreçlerden ibaret gibi görünün bir eğitim süreci,gençlerin dinamik zihinsel yapılarıyla hiçbir şekilde uyumlu değildir.Bu açıdan bakıldığında, genç öğrencilerin çoğunluğunun okulla bir şekilde sorunlu bir ilişkiye sahip olması anlaşılmaz bir muamma olmaktan çıkar.Yaratıcılığın, insan ilişkilerindeki maharetlerin, kişiye özel becerilerin gün yüzüne çıkması gereken yaş dönemlerinin büyük kısmını kalıp bir müfredat içinde geçirmek zorunda kalan bireylerin huzursuzluğu gayet tabii ve normaldir.Normal olmayan;beyin hakkında bu kadar bilgimize rağmen,halen çağlar öncesindne kalmış "Sanayi Devrimi" sürecinin ürünü olan standart eğitim modeli kalıbından bir türlü vazgeçemiyor olmamızdır.Eğitim meselesi tüm zamanların en ateşli tartışma konusudur.Beyin üzerinde hızla artan bilgilerimizi dikkate alarak tasarlayacağımız bir yeni eğitim modelinin neleri içermesi gerektğine dair düşüncelerimi,konuyla ilgili farklı bir açılım olur umuduyla ilgilenenlere sunmayı isterim:


  • Eğitimdeki en önemli sorun, insanların yaşlara göre gruplara ayrılmasıdır.Günümüzde, herkesin beyin gelişiminin farklı seyir izlediğini ve yaşın asla belirleyici olmadığını kesin olarak biliyoruz.Öğrencileri "gruplandırmak" için başka kıstaslar aramalıyız.


  • Eğitim bireysel bir iştir; öğrencileri standart testlere tabi tutmak, insana koyun muamelesi yapmakla eşdeğerdir.Beynin ince yapısı açısından dünyada yegane olan insanlara özellikle de genç yaşlarında böyle bir şartlanmayı kazandırmak, eğitimin en affedilmez hatasıdır.


  • Beynimiz duygusal olarak bağlantı kurmadığı hiçbir şeyi kayıt altına almaz.Öğrenmemizin ve dünyayla iletişim kurmamızın temelinde duygular yatar.Bu gerçekten hareketle , müfredatı bir bilgisayar diskine bilgi yükleme prosedürü olmaktan çıkartıp gençlerde sevgi ve ilgi oluşturabilecek yöntemler üzerinde kafa yormalıyız.Bu görev, yönetimlerin sağlayacağı serbestlik alanı içinde eğitmenlere ve öğretmenlere düşmektedir.


  • Eğitimin büyük çoğunluğu, teknik bilgilerin öğretilmesinden oluşuyor.Harekete ve yaratıcılığa dair bütün uğraşlar ise yan ders , boş zaman değerlendirme yahut not yükseltme gibi amaçlarla kullanılıyor.Özellikle ilk ve orta öğretim döneminde, öğrencilerin beden hareketi , sanat ve yaratıcılık güdülerini tatmin ederek kendilerini ve dünyayı daha yakından tanımaları için müzik,resim, el sanatları, tasarım, drama, dans, tiyatro, spor gibi derslerin(konuların) müfredatta en öne çekilmesi, ciddi olarak düşünülmesi gereken bir alternatiftir.Bunlar, dünyadaki varlık amacımıza doğrudan hitap eden belki de en önemli konulardır.


  • Teknik konuların eğitimlerin ezberden çok , gerçek hayatla ilişkiler üzerinde kurulması acil bir zorunluluktur.Ağaçların altında ve hayvanlarla iç içe işlenebilecek bir biyoloji dersi uygun bir arazi gezisi sırasında anlatılacak coğrafi bilgiler, uygulamalarıyla birlikle denenebilecek bir matematik, çok daha işe yarar bir netice verecektir.


  • Sanayi Devrimi dönemi için tasarlanan ve belli meslek kollarına kalifiye eleman yetiştirme mantığına dayalı eğitim, hiçbir zaman insanın zihinsel gelişimine uygun olarak tasarlanmamış ve insanın bilişsel zenginliğini dikkate alacak bir vizyona sahip olamamıştır.Günümüzde hem yaşam koşullarındaki değişiklikler hem bilgi alma yönetemlerindeki farklılıklar hem de değişen mesleki ve ekonomik koşullar itibariyle, var olan sistemlerin ve tüm türevlerinin kökten yenilenmesi artık kaçınılmazdır.


  • Herkes, internetin olduğu bir çağda eski tip ezber sisteminin başarısızlığa mahkum olduğunun açıkça bilincindedir.İnsan beyni ile dijital bilgiyi uyumlu hale getirecek ve bu büyük buluşmadan azami faydayı elde edebilecek bir sistem üzerinde düşünmekte çok geç kaldık.Bu konuyu acilen masaya yatırmak gerekiyor.

  • Eğitimci Ken Robinson'un sıklıkla ifade ettiği gibi, eğitimde dönüşüm değil, köklü bir devrim gerekiyor.Elimizdeki sistemin özü, hiçbir restorasyonla işimize yarar bir hale getirilmeyecektir kanaatini taşıyorum.Her şey yeni baştan düşünülebilir ve acilen düşünülmelidir.


  • İnsanı ve yaşamın özünü kavrayamayan insan, hangi uzmanlığa sahip olursa olsun, insanlaşma sürecinde ciddi eksiklikler taşır.Eğitimimizin özellikle erken evrelerini , yaşamın ve ölümün doğasına, ekosistemdeki yerimize ve insan olmamın özüne dair uygulamalı eğitimlerle donatmak, çok akıllıca bir seçenek olacaktır.

    2007 yılından bu yana , Çanakkale Küçükkuyu'da bulunan Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi'nde Buğday Derneği'yle birlikte gerçekleştirmekte olduğumuz Yaşam Okulu deneyimi , her yaştan insanın bu deneyime ne kadar aç ve açık olduğunu gösteren örneklerden birisi olarak karşımızda duruyor.(Detaylar için: www.camtepe.org)Bu ve benzeri modellerin hızla örgün eğitime yerleştirilmesi gerekiyor.


  • Olası yeni müfredat çalışmalarında mutlaka sinirbilimcilerden,psikologlardan ve özellikle de yüksek sınıf hayvanların davranışlarında uzman kişilerden görüş alınmalı ve bilimsel bilgi, insan odaklı olarak eğitimin yapılandırılmasına katılmalıdır.




Harfi harfine haklısınız.
Son düzenlenme: 28 Kasım 2017, 18:38:56 RECEP




SA:MP Turkiye CnR IP: server.sampturkiyecnr.com:7777

Kiproo


Pablo

Alıntı




Pawnotürk Üyesi 2017-2020

Jizzy

Alıntı yapılan: DoğancanG. - 10 Eylül 2017, 23:16:56

Merhaba arkadaşlar.Görüşlerinizi almak istedim.Bence Matematik.Diğer dersleri yazmadım,çünkü boş beleş dersler.



Matematik. :helal:


Ozy

Kimya candır.

Breaking Bad :D






Dr.Dodo

Alıntı yapılan: ByGold - 01 Aralık 2017, 19:23:49

Alıntı yapılan: Xravy - 29 Kasım 2017, 17:53:16

Kimya dersi kolay :)

Aynen Kimya dersi daha kolay  :D


Bunu diyebildiğinize göre henüz 11.sınıfa gelmediniz :O


ReaT